Kayıtlar

Hiç

 Hiçlik denizinde içimde bir acı ile sürüklenirken boğulacağımın farkına vardıkça kendimi bırakmak istiyorum derinlere. Sessiz sedasız gidişlerim çoktur benim. Kimsenin farkında olmadığı, peşime düşmediği. Bir kere bile hissetmedim kendimi değerli. Yalnızlığımı en derinlerimde hissediyorum. Acılarımın sandıkları birer birer açılınca hissediyorum karanlığı iliklerimde. İçimin karanlığını aydınlatacak bir ışığım bile yok. Susmak istiyor sürekli benliğim. Zor geliyor çoğu zaman iki üç kelimeyi bir araya getirip bir cümle var etmek. Çoğu zaman üzgün ve korkak olan bu bedenim çoğu insana neşeli görünmek zorunda olduğum için yorgun. Bir ilacı olsa yalnızlığımın hiç aksatdan içerdim. Yalnızlığımın tek sebebi benim mutluluğumdan arkama bile bakmadan kaçtım kendimi bir karanlık dolaba kapattım. Şimdi ise gelsin istiyorum, mutluluğum gelip kapıyı açsın ve beni kucaklasın istiyorum. Çocukluk ettim pişmanım. Acılarımla büyümüşken biri tarafından sevilmediğim için, aşkı tadamadığım iç

Ne kadar zor

 Kimsesizliğimin soğuk duvarları Üzerime bir bir kapanan o kapılar Teker teker kilitlediğim o pencereler Kapkaranlıksa artık odam sebebi benim Terk ederken insanlar bir bir hayatımı Dur diyemeyişimin, koşamayışımın peşlerinden Hepsinin tek sebebi benim Ne dediysem üzülmek istemediğimden Ne yaptıysam kırılmak istemediğimden Uzak duruşlarım bu yüzden Kaçışlarım köşe bucak hepsi bu yüzden Umut avuçlarımın içinde sönmüş bir ateş Aşk ise beni boğan dumanlardan ibaret Fazlası ölmeme sebep Kimsesizliğimin tek sebebi, biricik sebebi ben Şimdi kimsesizliğimden utanır oldum Bu kadar isterken onu Şimdi korkar oldum Yapacak bir şeyimin olmadığını bilmek Hatıraları altında ezilmek, büzülmek Onların hatıralarını yenememek Onların adını bile anamamak Ne kadar zor Herkes herkese bu kadar değer verirken Kimsenin değerlisi olamadığını bilmek Ne kadar zor İçinde kopan fırtınaları susturmak Yağmurlardan kaçmak Depremlerde yıkılmamayı ümit etmek Ne kadar zor Şakaklarımd

Kurtul, kurtar

Kayıp anlardan ibaret Her şey yitip gitmiş belli ki Silinen anlardan ibaret Hayat dediğin bu koskoca deprem Yerle bir ederken hayatımı Geçmişimi bileklerime atılmış bir bıçak izi gibi taşıyorum Kalbimi sızlatan bu izler geçmişin bana bıraktığı lanetli bir büyü sanki Hayatımın orta yerinde koca bir delik olsun isterdim Belki oraya atabilirdim gölgem gibi beni takip eden bu geçmişi Attığı çığlıklardan, beni boğan ellerinden kurtulabilirdim belki Kimsesizliğimin sesi Geçmişimin gölgesi Lanet ettiğim her şey Tek bir söz ile silinemeyecek kadar derin Unutulamayacak kadar keskin Beni lime lime eden bu acılar Nefesimi kesen bu keder Birikmiş bütün gözyaşlarım Bu bileklerimdeki kesikler Koskoca bir lanetin pençesinde kıvranan bedenim Ruhum terk et artık bu bedeni Seni tutan bu ipleri kopar Kurtul, kurtar

Günlerce bekledim

  Günlerce kutsal bir şeyi arar gibi bekledim. Tamamlayacakmış gibi benliğimi. Dinledim, söylemesini ve konuşmasını bekledim. Sustu dile gelemeyen o büyük sözler. Söyleyemediğim ve içimde biriken. Günlerce kimsesiz duvarlar arar gibi bekledim. Aradım üzerindeki çizikleri, boyası soyulmuş yerleri. Bulamasam belki ispatı olurdu her şeyin, herkesin yalnızlığının ve kimsesizliğinin. Lakin buldum. Boydan boya çizikler buldum. Kocaman soyulmuş, dökülmüş boya izlerini buldum. Günlerce bir işaret gelecekmiş gibi bekledim. Kulaklarımı türlü seslerle kutsadım. Gözlerimi türlü renkler ile boyadım. Bekledim bir ses bir renk ile kutsansın diye bedenim. Lakin bulamadım. Günlerce birirleri beni görsün diye bekledim. Gözlerimi renklerle boyadım. Saçlarımı ipektenmiş gibi kutsadım. En güzel kokulara bulandım. Lakin kimse görmedi. Günlerce yok olmayı dileyerek bekledim. Her gece bir kere daha kazdım kuyumu. Bir kere daha attım toprağı üzerime. Bir kere daha sustum. Bir kere d

Peri kızı ve taş kalpli ejderhanın masalı

Bir zamanlar çok uzak bir diyarda bir ejderha yaşarmış. Günlerden bir gün gökyüzünden düşmekte olan bir peri kızını kucaklamış, onu kurtarmış. O ana kadar çakılacağını ve öleceğini düşünen peri kızı kurtulduğuna çok şaşırmış. Gözgöze gelmiş ejderha ile peri kızı ejderhanın o alev gözleri içine işlemiş peri kızının. Bu kadar güzel ama yakıp kül eden bir şey görmemiş şu kısacık hayatında. Kül olacağını bile bile güzelliğine dalmış ve kendini kaptırmış. Bu uçsuz bucaksız yerde sadece o ve ejderha varmış günler geçtikçe peri kızı ejderhasız yapamaz olmuş. O heybetli, yakıp kül eden, o taştan varlığa tutulmuş. Ejderha iyi davranmış ona ve güzel sözler söylemiş. Peri kızı çok mutluymuş göklerde uçuyormuş sanki. Bir gece ejderhanın tatlı sözlerini dinlerken onun yanında uyuyakalmış. Uyuduğu en huzurlu uykuymuş bu onun sıcaklığını ve varlığını hissetmek çok iyi gelmiş ona. Sabah olmuş peri kızı uyanmış etrafına bakmış ejderha yokmuş. Ejderhanın adını haykırarak koşmuş bilmediği bu diyarda. Ara

Duyun sesimi kayboluyorum

 İnsanların benden böyle habersiz kaçması artık yüreğimi o kadar parçalıyor ki dayanamıyorum. İnsanları onların beni önemsemediği gibi önemsememeyi ne zaman öğreneceğim bilmiyorum. İnsanları önemsemek, özlemek sanki bir lanetmiş gibi üzerime yapıştı. Sırf böyle aciz duygulara sahibim ve önemsiyorum diye herkes tarafından yargılanıyorum, alay konusu oluyorum. Bundan yoruldum herkesten yoruldum. Herkes hayatına devam ediyor ben takılıp kalıyorum. Geçmişteki güzel hatıraları seçip onlara tutunuyorum. Onca kötü hatıranın arasından bir tane bile güzel hatıra bulsam yetiyor kötülerini silip atmaya. Sürekli mutsuzum, neşeli değilim hiçbir zaman neşeli bir kız olamadım. Belki bu yüzden sevilmiyorum bir türlü. Mutsuz kızlar sevilmez çünkü. Sevilsem mutlu olabilirim. Bu başıma geliyor sürekli yaklaşıyorlar, mutlu ediyorlar sonra ipimi kesip gidiyorlar. Kimseye kendimi açmamalıyım, duygularımı özellikle onları kimseye açmamalıyım. Herkesin kimsesizken basıp geçtiği toprağım ben. Dilsizim ben, sus

YALNIZLIK VE PİŞMANLIK KUTUSU

 Yalnızlığımı bir kutuya koymuş başucumda saklıyordum. Zaman zaman onunla yüzleşmem gerektiği oluyor. Bazen varlığını unuttuğum bile oluyor. Ama bu seferki yüzleşme çok ağır oldu. Sürekli kaybediyorum. Birinin arkadaşlığını, birinin sevgisini, birinin kendisini. Arkada kalıp gidişlerini öylece izlemek o kadar zor ki anlatamam. Öylece bakıyorsun zaman gereğinden fazla yavaş akmaya başlıyor ve sen o gidişi saatlerce izliyorsun. Bazen ise o kadar yalvarmana rağmen bir sabah uyanıyorsun ve puf yok gitmiş. Arasan, tarasan ulaşamıyorsun. Giderken sadece kendine iyi bak demiş. Zaten kendime iyi bakamayan biriyim şimdi nasıl iyi bakıcam kendime beceremem ki. Zaten hastalandım hemen sürekli kusuyorum, ağlayamadığımı kusuyorum, yemek yiyemiyorum, uyuyamıyorum, kendime iyi bakamıyorum. Keşke zamanı geriye alabilseydim. O zaman her şey düzelirdi belki. Yoksa seni unutmam mı gerekiyor unutamıyorum. Unutmak denen o kıymetli yetenek bana bahşedilmemiş sanki. Unutamıyorum dediklerin, gördüklerim, duyd